Manuel Tıp

Manuel Tıp 

Öncelikle Türkçe yazılmış ilk kaynak olan bu çalışma için kitabın editörleri Prof. Dr. Todor Todoroff ve Dr. Gürsel Velioğlu’nu bu çalışmalarından dolayı kutluyorum. Tıbbın asıl hedefi önce koruyucu hekimlik yaparak insanları hastalıklardan korumak, daha sonra ise hastaları iyileştirmek yani diğer bir deyişle hastalıkların semptomlarını gidermek, rahatsızlıkları oluşturan faktörleri ortadan kaldırmak ve tam bir şifa sağlamak olmalıdır.

Hastaların sadece fiziksel ve kimyasal bedenlerinin düzeltilmesi yeterli değildir, bununla birlikte kişilerin ruhsal ve enerjisel bedenlerinin de regüle edilmesi gereklidir. Tedavide başarılı olmanın ilk koşulu doğru tanı koymak ve neyi nasıl muayene ettiğini bilmektir. Söz konusu olan diyagnostik yaklaşım kişiye özel olmalı ve kişide meydana gelen değişikliklerin zamansal ilişkisi ile fonksiyonel yapı göz önünde bulundurulmalıdır.

Ancak doğru muayene tekniklerine hakim olmakla doğru tanı konulabilir. Hekimliğin ilk yaklaşımı hastanın anamnezi ve devamında beş duyu organını iyi kullanarak yapılacak doğru bir fizik muayenedir.

Manuel Terapi diğer bir adıyla Manuel Tıp sadece kitaplardan öğrenilmeyecek kadar ciddi bir mesleki disiplin gerektirir. Çünkü Manuel Terapinin asıl amacı bozulmuş olan eklem ve adele kaynaklı disfonksiyonları tespit etmek ve tespit edilen bu bozukluğu yapılan izometrik manipulasyarlarla düzeltmektir. Bu düzenleme bir regülasyon yaklaşımıdır. Bu anlamda özellikle Kuteno Viseral Refleks hattı çok önemlidir ve iyi kavranmalıdır. Junghans’ın tanımlamış olduğu "Segmental Kompleks” burada çok büyük önem kazanmaktadır. Segment anatomiden bildiğimiz dermatomla özdeş değildir. Dermatomu içinde taşıyan segment aynı zamanda miyotom, skleretom, viserotom ve fasiya zincir ilişkisinide içinde barındırmaktadır.

Türkiye’de tamamlayıcı tıp tedavi yönetmeliği olmadığından, çoğu kez bu boşluk hekim olmayan, şifacılar tarafından doldurulmaktadır. Tamamlayıcı tıbbın tedavi yöntemlerinin pek çoğu Türkiye’de eğitimi olmayan kişiler tarafından uygulandığından toplumda bu tedavi metotlarına karşı bir güvensizlik olmuştur. Ayrıca Tıp çevreleri tarafından da hafife alınmasına yol açmıştır. Bu haksız ön yargıyı gidermek maksadıyla bunun bilimsel olduğunu ortaya çıkarmak gibi bir görevimizin olduğunu düşünüyorum. Bu noktada meslekleri ve eğitimleri ne olduğu bilinmeyenlerce insan bedeni üzerinde yapılan manipulasyonların risklerine de önemle dikkat çekmek istiyorum.

Türkiye’de tamamlayıcı tıbbın dünyadaki gelişmelerin dışında kalamayacağına inanıyorum. Yaklaşık 10 yıldan beri bu yöntemi uygulayan ve Almanya’da bulunan Manuel Terapi cemiyetinin eğitmenlerinden biri olarak bu çalışmanın önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Manuel Terapi uygulamak için fonksiyonel anatomiyi iyi bilmek, nöroanatomi ve fizyopatoloji’yi iyi kavramak çok önemlidir.

Prof. Dr. Todoroff Manuel Terapi ile ilgilenen hekimlerin iyi tanıdığı, başarılı bir Manuel Terapist’tir. Dr. Gürsel’i yakınen tanırım, çalışkanlığı ve temel bilgisindeki becerisi her zaman dikkat çekmiştir. Tamamlayıcı Tıp metotlarından Nöralterapi, Ozon, Akupuntur, Detoks ve Manuel Terapiye hakim olduğundan sorunları geniş bir bakış açısıyla değerlendirebilen bir hekimdir.

Lokomotor sistem ile ilgilenen ve refleks tedavisine yakın olan tüm hekimlerin okuması gerektiğine inandığım bir yapıt yaratmışlar. Her geçen gün Türk dilinde yaygınlaşan bu eserlerin Türkiye’yi yarınlara taşıyacak önemli adımlar olduğunu düşünüyorum, zaman kaybetmeden kitaplığınızda yerini alacak bu kitap hekimlik pratiğinize çok şey katacaktır.

PD. Dr. Med. Hüseyin Nazlıkul